TİCARİ... BEKLEME YAPMA...

Sabah sabah spor haberlerine bakarken, Avrupa Futbolu’nun “Paragözler Çetesi”, benden bir anda babalarına “rahmet” isteyiverdi.

İroni yapıyorum tabii...

Rahmet değil... Lanet demek istedim aslında.

Haber şöyleydi:

“UEFA; Messi, Ronaldo, Benzema gibi kulüplerin Suudi Arabistan Ligi’ne büşyük paralar karşılığında gitmesine tepki gösterdi...”

Neymiş efendim? O ülkede fubolun gelişmesine olumsuz katkı yapıyormuş? Para babaları yüzmilyonlarca Doları/Euroyu bastırıp, futbol hayatının sonbaharındaki yıldızları oraya getirip, “altyapıdan sporcu yetişmesinin de önünü kesiyormuş.”

Bak sen...

Çıkıp, açık açık “Biz bunlar üzerinden, onların şöhretlerini, tribün gelirlerine, reklam ve sponsorluk paralarına gayet güzel ortak oluyorduk. Şimdi adamlar yaşlandıkça, buradaki kulüplerde kendilerine yer bulamıyorlar. Paracıklar kaçıp gidiyor. Olmaz ki böyle...” diyemiyorlar da...

Öteden beri bu UEFA ve FİFA’nın yönetimleri, dünyanın en gizli – saklı ve finansal açıdan tartışmalı yapıları olup, özellikle Avrupa futbolu üzerinde muazzam yaptırımları ile olağanüstü gelirler elde ederler. Dünya ve Avrupa çapında futbol federasyonlarına etkileri, Katar’daki 2022 Dünya Kupası Organizasyonu olayında olduğu gibi, bir bir türlü şaibe ile kararmıştır.

Şimdi de, Ortadoğu, Körfez ülkeleri ve Çin kulüplerinin kimi alıp kimi almayacağına karışır oldular demek ki.

Evet. Bir Kerim Benzema’nın, Bir Lionel Messi’nin, Bir Zlatan İbrahimoviç’in ya da Cristiano Ronaldo’nun, Anderson Talisca’nın para getirisi ortada. Bir sezon bile oynasa, gittikleri

ülkede hem ulüplere hem de ulusal ve uluslararası sponsorlara neler katacakları da ortada. Ama, uluslalarası ekonomik sistemin, yani kapitalist ekonominin bu olanaklarına “Ben kullanınca güzel. Başkası kullanınca futbola altyapı kültürüne zarar verir” diye yaklaşmak da, (kimse kusura bakmasın) biraz zevzeklik boyutuna varıyor.

UEFA ve FİFA eğer bu işlere kafa yormak istiyorsa, altyapının gelişmesi için özellikle futbolun geri olduğu ülkelerde, elindeki muazzam finansal kaynakları kullanarak teşvik edici bazı önlemlere başvurmalı. Transferlere karışarak yapılmaz bu...

Onun için...

Diyorum ki.

“Eyy UEFA. Kendi işine bak. Emeklilik sınırındaki futbolcunun ve ona o parayı bastıran kulübün işine karışma. Ekmeğine göz dikme...”

Kısacası...

Ticari.. Bekleme yapma...