Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Yunanistan bizim yazdığımız mektuplara adam gibi cevap versin. Silahsızlandırılmış bu adaların statüsünü ihlal etmediğini söylesin. Elimde belgeler var. İhlal gerekçelerinin hiçbiri geçerli değil. Bu ihlalleri sonlandırmazsa adaların egemenlik tartışmasını başlattık zaten, egemenliği tartışılır." dedi.

Ege Denizi''ndeki adalar sorununu bilmeyenler için kısaca şöyle özetleyeyim. Ege''de gayrîaskeri statüde olması gereken yani askerden arındırılmış Yunanistan''a ait adalar var.

Bir de Egemenliği Antlaşmalarla Yunanistan''a Devredilmemiş Ada, Adacıklar ve Kayalıklar var…

Atina, Yunan askerinin olmaması gereken adalara asker yerleştiriyor. Yetmiyor, statüsü belli olmayan yani Türkiye''nin de Yunanistan''ın da olmayan adaları işgal edip buralara atama yapıyor, iskana açıyor ve asker yerleştiriyor.

Millî Savunma Bakanlığı eski Genel Sekreteri Emekli Kurmay Albay Ümit Yalım''a göre 2022 itibarıyla 20 ada ve 2 Türk kayalığı Yunan işgali altında. 2004 yılından bu yana Yunan işgali hız kesmeden devam ederken, sadece 2016''dan bu yana 4 ada daha işgal edildi.

Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu adaların egemenliğinden bahsediyor ancak Türkiye''nin Birleşmiş Milletler''e gönderdiği mektup ve raporlarda, askerden arındırılması gereken Yunan adalarından bahsedilirken, işgal edilen 20 adadan bahsedilmiyor.

Nedendir bilinmez, yıllardır Türk Dışişleri işgal altındaki adaları görmezden geliyor. Yunanistan da Avrupa Birliği ile ilişkiler uğruna susan Türkiye''ye, işgal altındaki adalara yenilerini ekleyerek cevap veriyor.

Hatırlarsınız geçen hafta Cumhurbaşkanı Erdoğan, Yunanistan''a yönelik, "Tarihten hiç ders almıyor musun? Tarihte neredeydin, şimdi neredesin. Ondan sonra başlıyorsun ağlayıp sızlamaya. Türkiye ile dans etmeye kalkma, yorulur, yolda kalırsın." ifadelerini kullanmıştı.

Sonuna kadar haklı da olsa Cumhurbaşkanı Erdoğan''ın gözden kaçırdığı bir şey var. Atina, Türkiye ile savaştığında kazanamayacağını da savaşmaması gerektiğini de çok iyi biliyor. Yunanistan, Türkiye ile dans etmeden savaşıyor ve maalesef kısmen de olsa kazanıyor. Onlar için de asıl mesele bu değil mi?