Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

Yeniden çözüm sürecine zemin hazırlanıyor!

YSK kararıyla 23 Haziran'da yenilenen İstanbul seçimine günler kala, akademisyen Ali Kemal Özcan İmralı'da teröristbaşı Öcalan ile görüşmüş ve Öcalan'ın İstanbul seçimine yönelik HDP'ye tarafsızlık çağrısı yaptığı mektubunu kamuoyuna aktarmıştı. Özcan, geçtiğimiz hafta Al Monitor'den Amberin Zaman'a konuştu ve İmralı'da PKK elebaşı Öcalan ile görüşmesinden önce Partili Cumhurbaşkanı Erdoğan'la yaptığı görüşmeden dikkat çeken bilgiler verdi.

Özcan, Erdoğan ile görüşmesinde İstanbul seçimlerinin çok az konuşulduğunu belirterek, görüşmenin yüzde 90'ının yeniden çözüm sürecine dair geçtiğini ifade etti. Özcan sözlerinin devamında ise, "Erdoğan'a Suriye meselesinin güvenli bölge, doğu Fırat operasyonuyla çözülemeyeceğini söyledim. Öcalan ile Türkiye'deki milliyetçi dinamiği rahatsız etmeden çözmenin mümkün olabileceğini anlattım. 'Öcalan'la diyalogla her şeyi çözersiniz' dedim Erdoğan'a. O da sessizce dinledi ve onaylamış olmalı ki Öcalan ile görüşmeme engel olmadı. Ancak görüşmemizin başında geçmişte Öcalan ile yürütülen çözüm sürecindeki temel yanlışları da dile getirdim" şeklinde konuştu.

Özcan bu şekilde açıklamalar yapmamış olsaydı dahi, kendisinin İmralı'yı özel olarak ziyaret ettirildiği herkesin malumu. Zira Özcan'ın İmralı'dan yanında mektupla gelmesi bunun bariz bir göstergesi. O mektubun, İstanbul seçiminde iktidar partisi lehine dengeleri değiştirebileceği düşünüldü. Ancak PKK elebaşı Öcalan'dan medet ummak aradaki farkın Ekrem İmamoğlu lehine daha da büyümesine neden oldu. Buradaki asıl dikkat çeken nokta, Özcan'ın Erdoğan'a yeniden çözüm süreci ile ilgili anlattığı ve Erdoğan'ın sessizce onayladığını belirttiği hususlar.

İktidar partisi, çözüm sürecini oylarında yaşattığı ciddi "beka tehdidi" nedeniyle buzdolabına kaldırdı. Kaldırdığı günden beri de, çözüm süreci halen iktidar partisinin aklında duruyor. Çünkü AKP'nin sırtındaki küresel ihalelerden biri de bu proje. Kaldı ki AKP, 7 Haziran 2015 seçiminden bu tarafa sadece söylem bazında siyaset değiştirdi. O da kısmen. Halen daha 'milliyetçiliği ayaklar altında' gören bir temele sahip uygulamalara devam ediliyor. Yani Ali Kemal Özcan'ın Erdoğan'a sözde Kürt sorununun çözümü için aktardığı tavsiyeyi aslında 2015'ten bu tarafa bir strateji olarak uyguluyor iktidar partisi. Toplumun 'milliyetçi dinamiğini rahatsız etmeden' hareket etmeye çalışıyor. Buna en güncel örnek, ABD ile varılan Güvenli Bölge mutabakatıdır. Söz konusu mutabakatın Suriye'nin kuzeyinde PKK/PYD varlığına güven sağlayacağı en başından beri belli olduğu halde iç siyasete hamaset yapılarak pazarlandı, pazarlanıyor. Kamuoyunun iktidar sahiplerinin hamasi söylemleri ile gazı alınırken, sözde dört ayaklı Kürdistan'ın ikinci ayağı Suriye'nin kuzeyine mıh gibi çakılıyor.

"Yeniden çözüm süreci Suriye'den geçti, geliyor" başlıklı yazımda, "Eğer yeni bir çözüm sürecine hazırlık yoksa, o zaman Öcalan'ın 6 Mayıs'ta başlayan ve -şimdilik- İstanbul seçimine günler kala duyurulan mektubu ile son bulan mektuplar silsilesini oluşturmasına neden izin verildi?" demiştim. Bu sorunun cevabını iktidar çevrelerinde konuşulan bir kulis bilgisi veriyor; bu bilgiye göre Erdoğan, 31 Mart yerel seçimlerinin ardından yeniden çözüm sürecinin bir ihtiyaç haline geldiğinin kamuoyuna lanse edilebileceği bir zemin hazırlanması talimatını vermiş. Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediyeleri'ne atanan kayyumların da bu kapsamda olduğu ifade ediliyor. HDP Diyarbakır il binası önünde evlat nöbeti tutan anneler de bu zemin hazırlama planının bir parçası mı bilemiyoruz ama parça haline getirilmek istendikleri çok açık!

Yeni nesil çözüm sürecine göre, Türkiye, bölücübaşı Öcalan'ın ilk çözüm sürecinden daha farklı şekilde, bu sefer "siyasi aktör" haline getirileceği bir sürece ilerliyor. Her ne kadar bölücübaşının İstanbul seçimi için HDP'ye tarafsızlık çağrısı yapan mektubu sandıkta ters tepmiş olsa da, bu durum yeni çözüm sürecine engel değil. İlk çözüm sürecini iktidarda kalabilmek için buzdolabına kaldıran AKP, yalnızca üzerindeki küresel ihale nedeniyle değil, şimdi de iktidarda kalabilmek için ikinci çözüm sürecine sarılacak. Strateji ise belli; toplumun milliyetçi dinamiklerini rahatsız etmeden!

Yazarın Diğer Yazıları