Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

"Ülkücünün ölüsünü, ölüsünün katilini ve AKP destekçisi olanını severim!"

Türkiye'de tam da iktidarın fıtratına uygun bir atama gerçekleşti. Ozan Ceyhun, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Avusturya'nın başkenti Viyana'ya Türkiye Cumhuriyeti'ni temsil etmek üzere büyükelçi olarak atandı. Sadece iktidarın fıtratına mı? "Millî beka ve huzurun temini" ambalajına sarılıp pazarlanan ve atı alanın Üsküdar'ı geçmesiyle kabul ettirilen Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sisteminin de fıtratına uygun bir atama aslında...

Sosyal medyada gösterilen tepki sayesinde, Ozan Ceyhun'un kim olduğunu artık bütün Türkiye öğrenmiştir sanırım. 1 Mart 1977'de Ülkücü Mustafa Erol'u öldüren bombalı saldırıyı düzenleyen, ardından Almanya'ya kaçan ve hakkında idam istemiyle açılan dava zaman aşımına uğrayınca Türkiye'ye ancak dönebilen bir isim. Tabii bir de, kaçtığı ve milletvekilliği yaptığı Almanya'da parlamentoya Ermeni Tehciri'nin soykırım olarak tanınması için sunması var...

Ceyhun, 2002'de döndüğü Türkiye'de, AKP'den siyasete girdi. 12 Eylül öncesinde Marksist olan bir ismin, 2000'li yıllarda İslamcı bir partiden siyasete girmesi çok radikal gibi durabilir ama hiç de öyle değil. Zira her iki tarafın da Türk aleyhtarlığı gibi ortak paydası var. Yani Ceyhun, fıtratı ile çelişmeyen bir siyasi tercihte bulundu...

Viyana'da Türk Devleti'ni, cinayet işlemiş ve işlediği cinayetin cezasını çekmemiş, üstüne Ermeni palavralarını savunan birisi temsil edecek. Görüyorsunuz ya! Hiç değişmediler. Millî Görüş gömleğini çıkarmadan önce de, çıkardıktan sonra da hep aynı kaldılar.

Öyle ki değişmediklerini anlamak için şu tabloya bakın; FETÖ'nün isteği ile yapılan 2010 referandumunda, 12 Eylül öncesinde 'kafir' gördükleri ülkücülerin desteğini alabilmek için 12 Eylülcülerin idam ettiği Mustafa Pehlivanoğlu'nun mektubunu okuyanlar da bunlar, ülkücülere her fırsatta, "ırkçı, kafatasçı, mafya bozuntuları, morg bekçileri, Fatiha bilmezler" diyerek hakaret edenler de!

Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlar da bunlar, MHP ile Cumhur İttifakı'nı kuranlar da! Ve son olarak, MHP ile ittifaka rağmen ülkücü Mustafa Erol'u katleden ve Ermeni iddialarının savunucusu Ozan Ceyhun'u büyükelçi atayan da bunlar...

Ne anlatıyor sizce bu tablo? Resmen, "Ben milliyetçinin, ülkücünün ölüsünü, ölüsünün katilini ve iktidarımıza destekçi olanını severim" diyorlar... Ayaklar altına aldıkları milliyetçiliği, Barış Pınarı Harekâtı'nda baş tacı yapanlar da bunlar değil miydi? Dedik ya, fıtrat meselesi! Türklük aleyhtarlıkları depreşince, beka meka dinlemiyorlar. İlk fırsatta, fıtratlarının gereğini yapıyorlar.

"Monşer", "kokteyl diplomatı" diye aşağıladıkları diplomatların yerini, Ermeni iddialarını savunanlar, ayet sallayanlar aldı. Avusturya parlamentosu, Ermeni palavralarını soykırım olarak tanımaya kalksa, Türkiye'yi yönetenlerin en ufak bir ses çıkarmaya hakları var mı? Türk milletini soykırımcı olarak gören birisini, o ülkeye Türk devletini temsilen atamışsınız, zımnen Ermeni tezlerini kabul etmenin başka bir şekli var mı?

Yazarın Diğer Yazıları