İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun kabul edilmeyen istifası üzerine çok şey söylendi, çok şey yazıldı. AKP'deki güç mücadelelerinden tutun, sokağa çıkma yasağının iki saat önceden ilan edilmesi sonucu yaşananlar nedeniyle Soylu'nun Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan'ı kurtarmak için kendisini feda ettiğine kadar, ortaya döküldü bu işin perde arkası...

İşin hiç değinilmeyen kısmı ise, Soylu'nun istifasını duyurmasının ardından, kendisinin "terörle mücadelede cumhuriyet tarihinin en başarılı bakanı olduğuna" yönelik söylemlerdi. Bir de, bu süreçte "Türkiye'nin en etkili ana haber bülteninde" Süleyman Soylu'nun defalarca milliyetçi-muhafazakâr bir isim olarak anılması var tabii...

Soylu'yu, "terörle mücadelede en başarılı İçişleri Bakanı" olarak görenlerin kriteri nedir bilemiyoruz. Herhalde, terör örgütlerinin tarihimizde hiç olmadığı kadar son yıllarda Türkiye için bir tehdit haline gelmesinden hareketle Soylu'ya söz konusu payeyi veriyorlar. Haksız sayılmazlar aslında. Ortada gerçekten bir başarı söz konusu...

Mesela PKK alan ve hâkimiyet kazanımını AKP'nin çözüm süreci sayesinde yaşadı! Mesela FETÖ, altın dönemini AKP'nin "ne istedilerse vermesi" sayesinde yaşadı! Fırat'ın doğusundaki PYD/YPG'yi vaktiyle meşru gören, Barzani'nin peşmergelerinin Türkiye üzerinden lahmacun ısmarlanarak PYD'ye yardıma gitmesine izin veren ve Salih Müslim'i Ankara'da kırmızı halılar ile karşılayan da İttihat ve Terakki iktidarı olmadığına göre, AKP iktidarının terörle mücadeledeki başarısını teslim etmemiz gerekmiyor mu?

Bu başarıda Süleyman Soylu'nun yeri elbette başka. Çözüm sürecini devam ettiren bir AKP iktidarının İçişleri Bakanı olarak görev yapıyor olsaydı, -kim bilir belki olur- o vakit tam tersi bir başarısından söz edecektik Sayın Soylu'nun. Zaten siyasi sicili de, terörle mücadeleden ziyade çözüm süreci gibi, tarikat ve cemaatlere 'ne isterlerse vermek' gibi konularda daha başarılı olacağını gösteriyor.

Nasıl olmasın! Çözüm süreci sırasında AKP Genel Başkan Yardımcısı olan Soylu'nun söz konusu dönemdeki duruşu, bugün muhalefeti PKK ile iş birliği yapmaya kadar suçlamakla varan terörle mücadelesini(!) daha anlamlı hâle getiriyor. Soylu'nun çözüm sürecini göklere çıkaran birçok açıklaması var arşivde ama bence sadece şu ifadeleri bile, meramımızı anlatmaya yeter; 12 Ocak 2013'te "İmralı sürecine" bakışını soran gazeteciye şöyle diyor Süleyman Soylu: "Olaya sağduyulu yaklaşılması gerekiyor. Çünkü AK Parti hükümeti de devlet de aynı konsepti Habur'da da, Oslo'da da iyi niyetle sağduyu göstermiştir... İmralı görüşmeleri konusunda herkesin samimi olması gerekiyor. İmralı görüşmeleri hepimizi mutlu edecek bir şekilde bitebilir..."

23 Haziran'daki İstanbul seçimi öncesi İmralı canisinin sipariş mektubu ve terörist Osman Öcalan'ın TRT'ye çıkarılması, seçimin kimleri mutlu edecek şekilde sonuçlanması içindi herkes biliyor. Tabii o sırada, terörle mücadelenin efsane(!) ismi Süleyman Soylu'nun İçişleri Bakanı olduğu da herkesin malumu. 

Temmuz 2013'te ise, Çözüm Süreci'ni "21. Yüzyılın en cesur, en iddialı ve en hayırlı adımı olarak" nitelendiren Soylu, 6 Ekim 2014'te "Ne pahasına olursa olsun çözüm süreci bizim vazgeçilmezimizdir" diyor ve bu ifadesinden bir gün sonra ise, çözüm sürecine karşı çıkan CHP ve MHP'yi milliyetçilik yapmakla suçluyordu.

Tabii bir de işin FETÖ kısmı var. Tıpkı çözüm süreci gibi, FETÖ'yü de göklere çıkaran birçok açıklaması olan Soylu, F.Gülen ve Zekeriya Öz'ü milletin temel değeri olarak görürken, Zekeriya Öz'ün halkın iktidarını getirmeye çalıştığını ifade ediyordu... TSK'nın terörle mücadeledeki kahraman subaylarına kumpas kuran FETÖ'nün savcısı Zekeriya Öz'ü yere göğe sığdıramayan Soylu, terörle mücadelenin en başarılı İçişleri Bakanı öyle mi? Sahi, siz hangi Süleyman Soylu'dan bahsediyorsunuz?

Devletin en ciddi ve en hayati kurumu olan, halkın can ve mal güvenliğinden birinci dereceden sorumlu İçişleri Bakanlığı'nın başında olduğu halde, muhalefete yönelik söylemleri üzerinden toplumun yarısının sinir uçlarına dokunup en yüksek perdeden tepkisini kazanmada Süleyman Soylu'dan daha başarılı bir İçişleri Bakanı gelmiş mi acaba?

Ne garip ülke oldu Türkiye. Defalarca Haçlı-Siyonist ittifakı BOP'un da eş başkanı olduğunuzu söylediğiniz halde, "ümmetin lideri" olarak görülebiliyorsunuz. Dün en ateşli çözümcü iken, bugün terör örgütlerinin karşısındaki en kahraman isim olarak ilan edilebiliyorsunuz. FETÖ'ye kimsenin ağzını açamadığı yıllarda bu çetenin gerçek yüzünü anlatmaya çalıştığınız halde, bugün bir anda FETÖ'cü damgasını yiyebiliyorsunuz! Üstelik bütün bunlar, iletişim çağında olduğumuz halde yaşanıyor. Gerçekten bazı açılardan kıskanılacak ülkeyiz...