Orta Doğu'daki artan savaş atmosferi, XAUUSD paritesinde 2420 dolar seviyesinin aşılmasına neden oldu. Bu durum altın yatırımcısını sevindirirken, aynı zamanda geleceğe ilişkin belirsizliklerle de yüzleşmeye devam ediyorlar.
Uzman isimden hayati uyarı: Altın ve dolar yatırımı yapanlar hazırlığa başlasın
Orta Doğu'daki jeopolitik gerilimler, altın fiyatlarının yeni tarihi zirvelerine çıkmasına yol açtı. Ekonomist Atilla Yeşilada, Eylül ayına kadar neler olabileceğine dair öngörülerde bulunarak, varlık sahiplerine dikkatli olmaları konusunda uyarılarda bulundu. İşte detaylar...
Fiyat dalgalanmalarının ne kadar süreceği belirsizliğini korurken, dolar ve altın fiyatlarının geleceğini şekillendirecek ana faktörlerden biri olarak Fed'in faiz indirimleri öne çıkıyor.
Vadeli İşlem ve Opsiyon Piyasası'nın 2024 için öngördüğü 6 faiz indirimi beklentisi, günümüzde yalnızca 2 indirime düşmüş durumda. Buna karşın, birçok ekonomist 2023 yılında herhangi bir faiz indirimi beklenmeyeceğini belirtmeye başladı.
“FAİZ İNDİRİMİ BEKLEMEYİN”
Bu durumun Türkiye ekonomisi üzerinde olumsuz etkileri olabileceğini belirten ekonomist Atilla Yeşilada, alınacak kararın en büyük etkisinin dolar ve altın fiyatlarında gözlemleneceğini ifade ederek, şu uyarılarda bulundu:
Özellikle ABD'de TÜFE enflasyonunun beklentileri aşması ve üst üste üç ayda artması bu konuda etkili oldu. TÜFE'deki yükseliş ise beklentilerin altında kalsa da, asıl önemli olan TÜFE'nin yükselmesiydi.
ABD'de bayram öncesi açıklanan tarım dışı istihdam verileri de oldukça güçlüydü. ABD ekonomisi adeta bir mucize yaratıyor ve bu durum, FED'in faiz indirme konusunda bir gerekçeye sahip olmadığı anlamına geliyor.
Vadeli işlemler piyasası, FED'in yıl sonuna kadar 2 kez faiz indireceğini fiyatlamaya başladı. Başlangıçta 6 faiz indirimi bekleniyordu ancak şimdi bazı uzmanlar, FED'in bu yıl faiz indirimine gitmeyeceğini ve hatta belki de faiz artırabileceğini söylüyorlar.
Bu durum, ABD ve dünya genelinde gösterge teşkil eden 10 yıllık tahvil faizinin yüzde 4.55'e yükselmesine yol açtı. Birçok fon yöneticisi, bu getirinin 5'in üzerine çıkabileceğini öngörüyor.
Bu faiz oranına dünya genelinde borçlanılacak olması, dünya ekonomisinin yavaşlayacağı ve gelişmekte olan ülkelerdeki riskli varlıkların daha az cazip hale geleceği anlamına geliyor.
Şahsen, FED'in Eylül ayından önce faiz indirme olasılığına inanmıyorum. Artık bazı ekonomistlerle aynı fikirdeyim ve belki de bu yıl faiz indirimlerinin tamamen gündemden kalkabileceğini düşünüyorum.
Önümüzdeki birkaç ay boyunca özellikle brent petrolün 100 doların üzerine çıkması gibi verilerin ortaya çıkması, bu senaryonun daha da gerçekçi hale gelmesine neden olabilir.
Avrupa Merkez Bankası'nın kendi kıtasıyla ilgili değerlendirmesi oldukça gerçekçi görünüyor. Avrupa'da enflasyon, ABD'deki kadar katı değil ve daha hızlı bir şekilde düşüş gösteriyor.
Ayrıca, Avrupa ekonomisinin resesyonda olması, faiz indirimi ve bazı mali teşviklerin enflasyonu artırmayacağı anlamına geliyor. Bu nedenle, Avrupa Merkez Bankası'nın geçtiğimiz hafta gerçekleştirdiği toplantıda faiz indirimlerinin Haziran ayıyla birlikte gerçekleşeceği net bir şekilde ifade edildi.