Dolar kuruna ekonomi yönetiminin baskısı devam ederken dolar kritik sınırı zorlayarak 33 lira sınırını aşmayı başardı. Kur üzerinde ekonomi yönetiminin bakısı devam ederken, Kritik seviyeyi aşan doların geleceği ve göreceği seviye yakından takip ediliyor.
Selçuk Geçer'den korkutan kriz uyarısı. 30 yıl sonra bir ilk olacak
Ünlü ekonomist Selçuk Geçer, piyasalara ilişkin değerlendirmemelerde bulunurken, 1994 krizi öncesi ekonomide yapılan büyük hataları sıraladı. Geçer, bu hataları göz önünde bulundurarak, dolar kuruna ilişkin çarpıcı ifadelere yer verdi. İşte tüm detaylar...
Dolar kuruna ilişkin değerlendirmelerde bulunan ünlü ekonomist Selçuk Geçeri, kaleme aldığı yazısında 1994 krizi öncesi yapılan ekonomik ve finansal hatalara değindi.
1994 krizinin öncesinde Türkiye, yüksek enflasyonla boğuştuğunu aktaran Selçuk Geçer, hükümetin uyguladığı politikaların enflasyonun kontrol altına alınmasını zorlaştırdığının altını çizdi.
Kamu finansmanındaki ciddi açıkların, sabit döviz kuru politikası uygulanması, bankacılık sektöründe yeterli düzenlemelerin ve denetimlerin olmaması gibi durumların 1994 krizinin tetiklediğini dile getiren Geçer, son 10 yılda yapılan hataları da tek tek sıraladı.
Geçer, yazısının ilgili kısmanda son 10 yılda yapılan hataları şu şekilde sıraladı:
FAİZ POLİTİKALARI VE ENFLASYON
Son on yılda Türkiye'nin faiz politikaları, ekonomik istikrarı sağlamaktan ziyade belirsizliği artırdı. Düşük faiz oranları, enflasyonun kontrolsüz bir şekilde yükselmesine yol açtı. Enflasyonla mücadelede gecikilmesi, halkın alım gücünü azalttı ve ekonomide durgunluğa neden oldu.
DÖVİZ KURLARI ÜZERİNDEKİ BASKILAR
Döviz kurlarını sabit tutma çabaları, Merkez Bankası rezervlerinin hızla tükenmesine neden oldu. Piyasa müdahaleleriyle döviz kurlarının yapay olarak düşük tutulması, döviz rezervlerinin azalmasına ve ekonominin dış şoklara karşı daha savunmasız hale gelmesine yol açtı.
YAPISAL REFORMLARIN EKSİKLİĞİ
Yapısal reformların ertelenmesi ve kısa vadeli çözümlerle yetinilmesi, ekonominin kırılganlığını artırdı. Üretim yapısının çeşitlendirilmemesi ve katma değeri yüksek sektörlere yeterince yatırım yapılmaması, uzun vadede sürdürülebilir büyüme hedeflerini zorlaştırdı.
DIŞ BORÇ VE CARİ AÇIK
Dış borcun hızla artması ve cari açıkların yüksek seviyelerde seyretmesi, ekonomiyi kırılgan hale getirdi. Kısa vadeli dış borcun büyük kısmı, döviz kurundaki dalgalanmalara karşı savunmasızlığı artırdı. Cari açığın sürekli dış borçlanma ile finanse edilmesi, ekonomik dengeleri olumsuz etkiledi.
YÜKSEK ENFLASYON VE FAİZ ORANLARI
1994 yılında olduğu gibi, bugün de Türkiye yüksek enflasyon ve faiz oranlarıyla mücadele ediyor. O dönemde enflasyon, ekonomiyi en çok zorlayan faktördü. Bugün de benzer şekilde, yüksek enflasyon halkın alım gücünü azaltıyor ve yaşam standartlarını düşürüyor. Yüksek faiz oranları ise borçlanma maliyetlerini artırarak yatırımları engelliyor.
EKONOMİK BELİRSİZLİKLER VE SPEKÜLATİF ATAKLAR
1994'te döviz kurları üzerindeki spekülatif baskılar krizin tetikleyicisiydi. Bugün de benzer spekülatif hareketlerle karşı karşıyayız. Ekonomik belirsizliklerin artması, yatırımcı güvenini sarsıyor ve spekülatif ataklara zemin hazırlıyor. Bu durum, Türk Lirası'nın değer kaybına ve ekonomik istikrarın tehdit edilmesine yol açıyor.
DÖVİZ KURU BASKILARI
1994'te Türk Lirası hızla değer kaybederken, bugün de benzer bir durum yaşanıyor. Döviz kurlarındaki dalgalanmalar, ithalat maliyetlerini artırarak enflasyonu körüklüyor ve ekonomiyi daha kırılgan hale getiriyor.
AYNI HATALARI TEKRARLAMAK
1994 döviz krizinden bu yana geçen 30 yılın ardından, Türkiye'nin benzer ekonomik sorunlarla boğuşması düşündürücü. Yüksek enflasyon, faiz oranları ve döviz kurları üzerindeki baskılar gibi sorunlar, geçmişten yeterince ders alınmadığını gösteriyor. Ekonomik reformlar ve mali disiplin konusundaki adımların yetersiz olduğu açık. Peki şimdi ne olacak?
1994 öncesi yapılan hatalar dövizi beş yılda 200 kat artırmıştı. Bugün yapılan hataların daha büyük olması doları nereye götürecek siz hesap edin.