Ne yapmak istediği, yeni bir parti kurup kurmayacağı merak konusuydu Muharrem İnce’nin… “Kişisel gündemi var, tatmin edici açıklama yapamadı, pazarlık gücünü artırmaya çalışıyor" yorumlarının gölgesinde yurt gezilerine çıktı…
81 vilayeti dolaştıktan sonra kararını verecekti… Yurt gezilerini tamamlamadı ama partiyi kurmaya karar verdi Muharrem İnce. Yakın çalışma ekibine açıkladı kararını. Partiyi Şubat sonunda, en geç Mart başında kuracak. Ne Cumhur İttifakı’nda ne de Millet İttifakı’nda yer almayı düşünüyor…
Her iki ittifakın da muhalefeti olmak üzere tasarlıyor siyasetini…
İnce’nin şu an en büyük umudu ise, Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan! Gelecek Partisi ve DEVA Partisi’nin Millet İttifakı’na dâhil olması durumunda CHP’den ciddi şekilde kendi cephesine katılımlar olacağını ve hatta oy akışı yaşanacağını düşünüyor…
İnce ve ekibi CHP’de kendilerine siyaset yapma kanallarının kapatıldığını inanıyor. Partide yeni bir yol bulma şanslarının kalmadığı düşüncesi ile kendilerine yeni bir yol yapıyorlar sizin anlayacağınız…
Ancak kuracağı partinin siyasetini CHP yönetiminin alması muhtemel tepkiler üzerine kurgulaması, şu anda CHP tabanı ve seçmeninden hatırı sayılır bir desteğe sahip olmadığını gösteriyor…
Aslında sadece siyasetini kurgulamada yanlış yapmıyor İnce. Vakitsiz namaz kılıyor…
Öyle ki; CHP’nin birçok büyükşehirde belediyeleri kazanması ile birlikte hem genel merkezin ittifakın siyasetinin çok olumlu olarak görüldüğü hem de delege ve parti tabanı nezdinde CHP’nin ilk defa AKP’yi yenmeye yaklaştığı havasını oluştuğu bir iklimde başlattı hareketini…
Üstelik Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın ön plana çıkmasıyla popülaritesinin de eridiği bir süreçte çıktı yola.
Onun için ki yaptığı çıkış ne CHP’lilerden ne de toplumsal muhalefetten karşılık bulabildi. Ortada gün gibi ayan beyan böyle bir gerçek var.
Gördüğüm o ki; bu durumu kabullenememiş İnce. Tepkisel bir siyasetçi olduğu için de buradan haliyle tepkisel bir siyaset çıkarıyor. Böylesine bir siyaset de, uzun vadeli plan yapmak veya strateji geliştirmek yerine CHP’nin Davutoğlu ve Babacan ile yakınlaşmasına mahkûm kalıyor…
CHP yönetiminin kendilerine siyaset kanallarını tıkadığını düşünen İnce cephesi, aslında kendilerini açtıkları yeni yolda baştan bir çıkmaza sokuyor…
Elbette İnce’nin bir hareket veya parti kurması demokratik bir taleptir ama bu şekilde ve mevcut koşullarında Türkiye’de demokrasi mücadelesine ne kadar hizmet edecek kalibrededir, bunun iyi tartılması gerekiyor…
İnce’nin akıbeti, başlattığı hareketi kendisini yeniden bir aktör olarak konumlandırma arayışından, yeni bir siyaset ufku ortaya koyma noktasına taşıyabilmesine bağlı… Siyaset dinamik bir süreç ama ufukta böyle bir ihtimal gözükmüyor…