Muharrem İnce mağdur haline getirilmek isteniyor!

"Saray'da Cumhurbaşkanı Erdoğan ile gizlice görüşen CHP'li isim" meselesi, dönüp dolaşıp CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve yönetimine yöneldi. Kılıçdaroğlu'nun Muharrem İnce'ye kumpas kurduğunu ve parti içi muhalefeti etkisiz hale getirmeyi hedeflediği iddiaları, artık bu mevzunun ana gündemi haline geldi.

Kemal Kılıçdaroğlu, yeri geldiğinde takdir ettiğim yeri geldiğinde eleştirdiğim bir siyasetçidir. Ancak, "Saray'da Erdoğan ile görüşen CHP'li" iddiası için "Kılıçdaroğlu'nun kumpası" demek, insafsızlıktır, ayıptır! Ne yazık ki, bu hataya bazı CHP'liler de düşüyor.

Ortada bir operasyon var mı? Var. Peki bu operasyonu, yaklaşan CHP kurultayı öncesi Kılıçdaroğlu ve yönetimi potansiyel genel başkan adayı Muharrem İnce'yi saf dışı bırakmak için mi yapıyor? Bence hayır... Çünkü buna zaten ihtiyaç yok. Kılıçdaroğlu, ilk dönemini saymazsak, yerel seçimlerde alınan tarihî zafer sayesinde CHP Genel Başkanlığı koltuğundaki en güçlü dönemini yaşıyor. Dahası, Muharrem İnce CHP'de eskisi kadar bir karşılığa sahip değil. Yani CHP'deki şartlar, parti içi konjonktür tamamen Kılıçdaroğlu'nun lehine bir durumda.

"Operasyonu kim yapıyor, Erdoğan gerçekten bir CHP'li ile görüştü mü?" gibi soruların cevabından çok daha net olan bir şey var; O da "Erdoğan, karşısında CHP Genel Başkanı ya da Cumhurbaşkanı adayı olarak kimi görmek istiyor-ister?" sorusunun cevabı. Bunun cevabı, kumpasın kime kurulduğunun da göstergesi aslında...

Rahmi Turan'ın siyasetin gündemine bomba gibi düşen söz konusu iddiasının ardından konu ile ilgili yazdığım ilk yazıda, yerel seçimlerde CHP'nin izlediği siyasete, Millet İttifakı'nın sinerjisine, seçim sonuçlarının iktidar partisinde nasıl bir kaosu tetiklediğine ve AKP'nin oylarındaki erimenin önlenemediğine işaret etmiştim.

Millet İttifakı, AKP için korkulu rüya haline geldi. Yerel seçimde sandıktan çıkan sonuçlar, Millet İttifakı'nı siyasetin yeni bir güç merkezi yaptı. 31 Mart'tan bugüne kadar geçen süreç de, AKP iktidarının aleyhine işledi, işliyor. Barış Pınarı Harekâtı da, oylara istenen etkiyi yapmadı. AKP kutuplaştırma siyasetine devam ediyor ama artık eskisi kadar randıman alamıyor. Kılıçdaroğlu'nun CHP'si ise, yerel seçimlerden bu tarafa hem kendi özelinde hem Millet İttifakı içerisinde çok doğru bir strateji izliyor. Buna karşılık AKP'nin çöküş noktasına ilerlediği de bir gerçek. Erdoğan'ın masasındaki anketlerde yüzde 40'ın da altına düşüldüğüne dair ciddi iddialar var.

Öyleyse, Erdoğan'ı, iktidarda tutacak bir muhalefet lazım! Erdoğan, Türk toplumunun siyasi psikolojisindeki "CHP paranoyası" ile seçmenler sandığa gitsin istiyor. Bugüne kadar hep buradan ekmek yedi, yine buradan yemek istiyor. Her fırsatta "CHP zihniyeti" demesinin altında yatan gerçek de bu! Onun için, Muharrem İnce ile görüşmüş ya da görüşmemiş ne fark eder? İnce'nin CHP Genel Başkanı olmasını ya da yeniden Cumhurbaşkanı adayı olarak kendisine rakip olmasını arzu ettiği, edeceği şüphesiz! Çünkü, sadece CHP ile yarışıyormuş gibi bir algı yaratarak seçim zaferi kazanma stratejisine İnce ya da onun tarzındaki herhangi bir isim çok uygun! Ancak Kılıçdaroğlu'nun CHP'si, bu taktiği zafiyete uğratmaya başladı. Yerel seçimlerde ortaya çıkan durumun, erken genel seçimde yaşanma ihtimalinin endişesi var iktidar çevrelerinde... Bu endişe ki, Cumhurbaşkanı seçilmek için alınması gereken oy oranını yüzde 40+1'e çekmeyi bile düşündürdü AKP'ye! Haliyle, ilk seçimde millete gösterecekleri ve "bak biz gidersek bu gelecek ha!" diye işaret edecekleri bir "şeytan" arıyorlar.

Tıpkı 2018'deki Cumhurbaşkanlığı seçiminde olduğu gibi, ülkenin içinde olduğu durumu topluma unutturacak ve uyuyan CHP paranoyasını uyandıracak şekilde siyaset izleyecek bir rakibe ihtiyaçları var. Bu durumda, iki şey olacak; sol paranoya harekete geçerek AKP oylarını bloke edecek, hatta kaçan oyları da büyük oranda geri çekecek ve dahası Millet İttifakı dağılma noktasına gelecek. Öyle ki ilk söylediğimin olması durumunda, ikinci söylediğime gerek kalmayacağı da, 2018'deki Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde görüldü. (Cuma günkü yazımda bunu anlattım...)

Gelinen noktada, CHP'de olağan olan ama bir süredir etkisinin hissedilmediği iç karışıklıklar, yeniden alevlendirildi. Bir siyaset mühendisliği ile, Muharrem İnce mağdur, Kemal Kılıçdaroğlu ise organizatör pozisyonuna düşürüldü. İş tahmin ettiğim noktaya doğru gidiyor. CHP kurultayı sürecine kadar gelişmeleri beklemek ve öyle değinmek istiyorum. Ancak İnce'nin, mağdur haline getirilmek istenilmesinin de planlı bir girişim olduğu ortada...

Yazarlar Haberleri