Yıllarca FETÖ'yü anlattık onlara... "CIA'nın kucağındaki bir ihanet şebekesi" dedik! "Dertleri eğitim, hayır hizmetleri değil, devleti ele geçirmek" dedik, siz "hizmet hareketi, hoca efendi" dediniz, FETÖ'yü savundunuz!
Ergenekon, Balyoz, Amirallere suikast vs... için "kumpas" dedik, siz kumpasların savcılığını yapmayı, "Türkiye bağırsaklarını temizliyor, çetelerden arınıyor" diyerek, Fethullahçı çetenin ihanetini savundunuz! 17-25 ve 15 Temmuz sonrasında, size yıllardır FETÖ'nün FETÖ olduğunu anlatanları sırf iktidarı eleştiriyor, sırf iktidara muhalif diye FETÖ'cülükle suçladınız, gözaltına aldınız, hapse attınız!
Çözüm Süreci ile "PKK'ya altın dönemini yaşatıyorsunuz, güneydoğuyu Türkiye'den koparıyorsunuz" dedik, siz "artık şehit gelmiyor" diye yıkım sürecini savundunuz! Çözüm süreci buzdolabına kaldırılınca, yine muhalifleri itham ettiniz, PKK ile HDP ile birlikte gösterdiniz!
Irak'ta Barzani ile Suriye'de PYD ile birlikte hareket ettiniz! Biz karşı çıktık, siz savundunuz! Sonra o Barzani adlı PKK hamisi bağımsızlık referandumuna kalkıştı, eski Türkiye'nin yaptığı anlaşmalara sığındınız!
Biz söylerken kulak asmadınız, Suriye sınırımızda PYD ile ABD'yi müttefik, Türkiye'yi de terör örgütüne komşu yaptınız. Sonra kalkıp, aslında adı "dün yediğimiz hurmalar" operasyonu olması gereken harekat üzerinden bize milliyetçilik tasladınız! Barışta ayakaltı yaptığınız milliyetçiliği, bize karşı baş tacı yaptınız!
Ülkenin en stratejik, en yerli ve millî kurumlarını sattınız! Türkiye'nin ekonomisini küresel sermayeye teslim ettiniz! Çiftçiyi tarlasına küstürdünüz, Türk tarımını ithalata dayalı hale getirdiniz! Biz, "Şeker fabrikaları Misak-ı Millîdir" diyerek yürüdük, şekerin ve şeker fabrikalarının stratejik, iktisadi, insani ve millî önemini anlattık, siz yine peşkeşi savundunuz!
Bugün ise, özelleştirmeler nedeniyle şeker fabrikalarında üretim yarı yarıya düştü. Şekerde dışa bağımlılık da rekor düzeye ulaştı. Çözüm bulunmazsa kriz derinleşecek noktaya geldi... "Türk insanını NBŞ'ye mahkûm edeceksiniz" demiştik, hatırladınız mı?
Vatanın yeraltı ve yer üstü kaynakları peşkeş çekildi, ormanları, ırmakları talan edildi, bas bas bağırdık, siz yine savundunuz, ya da SUSTUNUZ! McKinsey, Türk Devleti'ne adeta bir kayyum gibi getirilmek istendi, kim istedi, hatırladınız mı?
Tüm uyarılara rağmen tank paleti, Katar Ordusu'nun, dolayısı ile de İngiltere'nin büyük ortağı olduğu BMC'ye, yani "Türk olmaktan mutluluk duymam" diyen Ethem Sancak'a veriyorsunuz!
Bir ABD projesi olan ve Boğazlar'daki Türk egemenliğinin tapusu Montrö'yü saf dışı bırakacak, İstanbul'da bir Arap kantonu kurulmasına neden olacak Kanal İstanbul'a karşı çıkıyoruz diye, bir Montrö lobisi icat ettiniz, projeye karşı çıkanları şuursuzlukla, gayrimillîlikle itham ediyorsunuz!
Şimdi! Evet şimdi de... Soru işaretleri ile dolu bir yerli otomobil tanıtımı üzerinden başımıza millîci kesildiniz! Millî servetler satılırken, vatanın doğası talan edilirken gram millî hassasiyet göstermeyenler, meğer yüzde yüz millî imiş!
Bu ülkede millî arabaya karşı çıkacak en son insanlar, millî servetler satılırken ciğeri yananlardır! Peki neye mi karşı çıkıyoruz? Ortada neredeyse millî bir şey bırakmayanların, peşkeşe şakşakçılık yapanların aklımızla dalga geçmesine, samimiyetsizliğine karşı çıkıyoruz!
Rejimi dönüştürmekte olan bir iktidarın, inşa etmeye çalıştığı rejime hikayeler, değer ve semboller oluşturmaya çalışmasına karşı çıkıyoruz! FETÖ ile menzil ortaklığı olduğunu açıkça ifade eden, Kadir Mısıroğlu ile, Nagehan Alçı ile yol arkadaşlığı yapanların, ülkede Arapçılığı moda, Atatürk düşmanlığını bir referans haline getirenlerin, andımızı faşist bir ayin, cumhuriyeti reklam arası görenlerin, İsmet İnönü'yü ABD'ci ilan edip, ABD Başkanı Trump'ın hakaret dolu mektubuna sessiz kalan, ABD'den gelen heyetin telkinleri ile Barış Pınarı Harekâtı'nı sonlandıran, sonra da muhalefete caka satanların kalkıp millîlik dersi vermesine karşı çıkıyoruz! Haksız mıyız?