Tarih, Aralık 2017… ABD Başkanı Donald Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıyacaklarını açıklamasının ardından, BM'den sonra en büyük uluslararası temsil gücüne sahip İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) olağanüstü bir şekilde İstanbul'da toplanmış ve Doğu Kudüs'ü Filistin'in başkenti olarak tanıyan bir karar almıştı.
Ben ise İİT'nin bu kararından sonra yazdığım, "Hangi Kudüs kararı galip gelecek?" başlıklı yazımda şöyle demiştim; "İİT, Kudüs için aldığı kararı bütün İslam Dünyası'nın gündemi yapmadığı takdirde, ABD'nin Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıdığı kararından geri adım atması mümkün görünmüyor. Kararından geri atmayan bir ABD, muhtemelen planın ikinci kısmına geçecek ve Filistin'i dar bir konuma mahkûm eden haritayı Suudi Arabistan - Mısır ekseni üzerinden BM ve İslam dünyasına kabul ettirmeye çalışacaktır. ABD, planının ikinci kısmına geçmeden önce İİT'nin aldığı Kudüs kararının ne derece uygulanabileceğini gözlemleyecektir. Kararın sadece karardan ibaret kalması durumunda, bahsettiğimiz ikinci aşamaya geçilecektir…"
Sene 2017, sene 2020… Aradan geçen süreçte geldiğimiz yer, ABD Başkanı Trump'ın, İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu ile birlikte açıkladığı ve Yüzyılın Anlaşması denilen noktadır. Yani Kudüs'ün tümüyle İsrail'e bırakılması… Yani İİT'nin değil, Trump'ın aldığı Kudüs kararının galip gelmesidir. Trump'ın açıkladığı emperyalist plan, başta Suudi Arabistan olmak üzere İslam Dünyası'ndaki truva atları üzerinden kabul ettirileceği de ortada…
Türkiye'yi yönetenlerin Trump'ın açıkladığı plana tepkisi ise, yine 2017'deki gibi iç politikada gaz almaya yönelik söylemlerden ibaret oldu. Partili Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Kudüs kırmızı çizgimizdir" diyerek konuya yaklaştı. Oysa İsrail, Orta Doğu'daki en rahat dönemini BOP'un uygulamaya koyulmasından sonra yaşadı, yaşıyor. Yani, AKP iktidarı sayesinde…
Erdoğan kırmızı çizgi deyince, aklıma Türkiye'nin Irak'ın kuzeyinde AKP tarafından Barzani'ye pas edilen kırmızı çizgileri geldi. Malum, bugün Irak'ın kuzeyinde bir peşmerge yönetimi varsa, AKP iktidarı sayesinde var. Ya Süleyman Şah türbesinden çekilme? Ya Ege'de tek kurşun atmadan Yunanistan'a teslim edilen adalarımız? Türkiye, cumhuriyet tarihinde ilk defa AKP iktidarı döneminde toprak kaybetti, kendi toprağından çekildi! Kendi toprağını kırımızı çizgi görmeyen bir iktidarın, Kudüs'ü kırmızı çizgi görmesi ne kadar inandırıcı, ne kadar samimi?
2005'te dönemin Başbakanı Erdoğan'ın İsrail yaptığı bir ziyarette, Ariel Şaron tarafından, "Yahudi milletinin başkenti ve İsrail'in başkenti Kudüs'e hoş geldiniz" ifadeleri ile karşılanmış ve bu sözlere dostça yanıt vermişti. AKP hükümeti 2016 İsrail ile imzaladığı Mavi Marmara anlaşmasında ise, Kudüs ile Ankara'yı bir tutmuştu. Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak resmen tanıyan, ABD'den önce AKP Türkiye'sidir! Öyleyse sormak lazım; Kudüs ne zaman kırmızı çizginiz oldu?