Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baybars Ergün

Baybars Ergün

MÜNZEVİ

Şehr-i Su

Sivas''ın bir garip ilçesinden bahsetmek istiyorum sizlere. Son güncel verilere göre nüfusu 25 bine dayanmış olan nüfusuyla Sivas''ın en kalabalık 3''üncü ilçesi olan Suşehri, hali hazırdaki sayısının belki de 3 katı nüfusunu ise yurt içi ve yurt dışına göç vermiş olan kadim bir ilçe.

Tarihinin Bakır Çağı''na kadar dayandığı bilinen Suşehri, aynı zamanda dedem MehmetAliOğulları''ndan Hazmi''nin Gümüşhane''den göç edip geldiği toprak zengini bir yurt.

Bakır Çağı ve Roma İmparatorluğu''ndan kalıntıları hâlâ bünyesinde taşıyan bu ilçenin eski adı ise eski kaynaklarda Nikopolis olsa da, sonraları Endires adını alıyor. Yerli halkın büyükleri adını hâlâ Endires diye andığı ilçe, sınırların dışında bu adı tekrardan "Suşehri"ne bırakıyor.

Sivas''ın ve bölgenin 3050 metre yüksekliğiyle en yüksek dağı olan Köse Dağı''nın eteklerini süsleyen bu ilçe, önemli bir güzergah üzerinde yer alması nedeniyle birçok zorluğa da göğüs germiş, birçok yokluğu hatıralarında hâlâ diri tutan bir yer.

Suşehri, Gümüşhane''nin Kelkit ilçesinden doğan Kelkit Çayı''nı bağrından akıtan yem yeşil bir ilçe.

Osmanlı zamanında vilayet olan Giresun''un Şebinkarahisar ilçesine bağlı bir kaza olan Suşehri, Şark-i Karahisar''ın vilayetinin alınmasının ardından komşusu olan 3 ilçeyle birlikte Sivas''a bağlanmış, sonrasında da oradan oraya savrulmuş bir yer.

Kuzey Anadolu Fay Hattı''nın bölgedeki tam ortasına konumlanmış olan Suşehri, büyük acı olan 18 Mayıs 1929 tarihinde yaşadığı 6.1 büyüklüğündeki depremle ne yazık ki yıkıcı bir şekilde etkilenmiştir.

Önceden Şebinkarahisar vilayetinin bir kazası olan Suşehri, kimilerince ''Kelkit Vadisi'' kimilerince ''Vadi'' adını verdikleri Şebinkarahisar vilayetinin eski ilçelerini Sivas''tan çok daha hemşehri gören, çok daha muhabbet besleyen bir yer.

Suşehri, Giresun''un Şebinkarahisar, Çamoluk, Alucra ilçeleriyle; Ordu''nun Mesudiye ilçesi, Sivas''ın Koyulhisar, Gölova ve Akıncılar ilçelerini kendine kardeş gören bir ilçe. Çünkü 3 farklı şehre dağıtılan bu ilçelerin tarihi, kültürü, vilayeti bir idi. Şimdilerde ise sınırlar farklı yerlere dağılsa da, yürekler bir şekilde yaşamaya devam ediyorlar.

''Suşehri Ovası'' adı verilen Sivas''ın en sulak ve en yeşil alanına sahip olan bu bölge, ne yazık ki yokluk, sefalet, yönetim sıkıntıları ve depremler nedeniyle zamanla çok kan kaybetmiştir.

Suşehri''nin kültürel yapısı ise sağlamlığını korumaya hâlâ devam ediyor.

İlçe Sivas''a bağlanmış olsa da, giyim-kuşam, yöresel ağız, halk oyunları ve enstrümanlarıyla birlikte Sivas''tan bağımsız bir hayat yaşar.

Suşehri''nin iklimi Karadeniz ve İç Anadolu iklimini beraber yaşadığı gibi, kültürü de aynı şekilde geçişli fakat baskın bir şekilde yaşar.

Bağrından belki yüz binlerce kemençe, zurna, hatta tulum sanatçısı çıkarmış olan kadim ilçe, Karadeniz sahil bölgesinin eski meşhur sanatçıları tarafından saygı duyulan bir konumdadır.

Sanat konusunda yöresine has geçişleri ve çalma formlarına sahip olan Suşehri, ''kemençe ve tulumcu yuvası'' olarak da adlandırılırdı.

Suşehri''nde ne Sivas''ın kaba zurnası, ne halayları, ne de işlemeli önlükleri mevcuttur.

Suşehri ne Sivas ağzı gibi konuşur, ne de Sivas kadar kurak bir toprağa sahiptir.

Suşehri''ne girdiğinizde Karadeniz''in meşhur örtüsü olan keşan örtülü teyzeleri görmeniz mümkündür. Yörenin eski kadınlarının bellerinde klasik Karadeniz kuşakları, önlerinde ise yine Karadeniz''e has bordo-beyaz çizgili önlük takarak gezenleri görürsünüz. Erkeklerinde ise sekiz köşe kasket, yelek, külot pantolon denilen süvari pantolonu ve köstekli saat sizi karşılar.

İlçenin pazarında Sivas''ın güney ilçelerinden kimseyi bulamazsınız fakat illa bir Şebinkarahisarlı, Alucralı, Çamoluklu ve Mesudiyeli karşınıza çıkar.

Gecesi, gündüzü bir başkadır Suşehri''nin. İki kişi bir araya gelse, el ele tutuşur, yörenin kemençeli meşhur ''Cıngıllım'' gaydesiyle bir ''horon'' başlar ki ''alaşağı'' denilen müziğin en coştuğu yerde omuzların titremesi görülmeye değerdir.

İşte böyle bağımsız, böyle renkli ve her anlamıyla böylesine zengin bir yöredir bu yöre. Var olsun.

 

 

 

 

Yazarın Diğer Yazıları