Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Baybars Ergün

Baybars Ergün

MÜNZEVİ

Popüler olmayan yörenin kemençesi

Sizlere bugün Karadeniz'in saklı incisi bir bölgenin kültüründen bahsetmek istiyorum. Bugün 'kemençe' denildiğinde akla gelen yörelerin Trabzon ve Görele olduğu hepimizin malumudur. Fakat bir de kemençenin bilinmeyen bir vatanı daha vardır ki Karadeniz'in iç kesimlerinde saklı kalmıştır, orası da VADİ bölgesidir. Bir diğer adıyla 'Kelkit Vadisi' olan bölge Giresun'un güney ilçeleri ile Sivas'ın kuzey ilçelerini kapsar.

Bu yaylı enstrümanın Orta Asya'daki Türkler tarafından ortaya çıkarılıp, Kafkaslar, İran, Anadolu ve Batı'ya kadar uzanan geniş bir yol haritası vardır. Göç ettiği bu coğrafyalarda zamanla halkların ortaklaşan kültürü ve coğrafi sebeplerle şekil değiştirerek gelişme yolunda ilerlemiştir. Tabii bununla beraber Türklerin ilk yaylı çalgısı olan 'İklığ/Oklu kopuz' çalgısı hâlâ Orta Asya ve Anadolu'da formunu korumaktadır.

Kemençenin adının nereden geldiği konusunda ise Araştırmacı Yazar Mehmet Bilgin, Kuman Türkleri'ne ait bir çalgı olarak ortaya çıktığını ve adının Kumança olarak bilindiğini söylemektedir. Tabii günümüze kadar Kumança'nın 'Kemençe' adına dönüşmesi beklenen bir değişimdir. Kemençe, özellikle Anadolu'da birçok forma bürünmüştür. Kastamonu'dan Marmara Bölgesi'ne kadar 'Kabak kemane' formunu almış, İran, Doğu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde rebap, Görele-Rize hattında Karadeniz kemençesi, Trabzon, Gümüşhane, Güney Giresun ve Kuzey Sivas bölgelerinde Rum tarzı denilen formlara bürünmüştür.

Karadeniz kemençesinin hangi bölgelerde çalındığına şöyle bir bakacak olursak, Rize'nin Merkez bölgesinden Batı'ya doğru Trabzon, Giresun, Ordu'nun Perşembe ilçesine kadar; İç Karadeniz Bölgesi'nde ise Sivas'ın Koyulhisar, İmranlı, Zara, Suşehri, Akıncılar, Gölova ilçeleri, Gümüşhane'nin Köse ilçesi hariç (baskın olmamakla birlikte) Bayburt'un Kuzey bölgesinde çalındığı bilinmektedir. Bununla birlikte Doğu Karadeniz Bölgesi'nden göç eden ailelerle birlikte Samsun, Düzce, Adapazarı ve İstanbul illerinde de Karadeniz asıllı ailelerin kazandırdığı bir kültür olarak çalınmaktadır.

Bir zamanlar belirli bölgelerde horon ve türkü çalgısı olarak kullanılan kemençe artık günümüzde birçok farklı sanat dallarında sahne almaya başlamıştır.

Bölge bölge şekli ve sesleri farklılık gösteren kemençe Giresun-Batı Trabzon-Rize bölgelerinde zil ses ve ardıç ağacı ile yapılsa da bulunduğu diğer bölgelerde farklı formda ve daha farklı seslerde (pes ve orta ses) olmak üzere çalınmaktadır.

Görele kemençe tarzı popüler bir tarz olmakla birlikte Vadi formu ve Rum tarzı denilen kemençe, yapımcıları ve çalanları arasında tartışma konusu olsa da Vadi tarzının yani eklemeli kemençenin ses ve yapı itibarıyla daha bilimsel, daha düzgün sesli ve tercih edilesi bir yapı olarak karşımıza çıkmaktadır.

Sahil kemençesinin kafa bölgesi tıpkı Karadeniz'in dalgalı suları veya ejderha sırtı gibi dalgalı ve sivrilerek biten bir yapıya sahipken, Vadi tarzının kafa yapısı küt veya 1-3 sıra yumuşak dalgalı bir görünüme sahiptir. Sahil bölgesinde kemençe ağırlıklı olarak zil yani tiz sesli tercih edilirken, iç bölgede yoğun olarak orta ve yer yer pes yani kalın sesli olarak kendine yer bulmuştur. Sahil bölgesinde çalınan kemençenin nota yerleri standart olsa da, Vadi bölgesindeki kemençelerde zil telinin yerine bam teli, bam telinin yerine ise zil teli takılarak çalınan 'ters' yapıya sahiptir ki bu en önemli farklılıklarından biridir. Bugün bu yapıdaki Vadi kemençesini bölgenin yaşlıları ile birlikte bir elin parmağını belki geçmeyecek gençlerin çaldığı bilinmektedir. Kemençe, sahil ve Vadi bölgesinde çalım tarzı olarak da farklılık gösterir. Sahilde daha dik ve kucak yapısında çalınan kemençe, Vadi'de daha geriye çekilmiş ve daha çarpık bir şekilde çalınır. Kemençe havalarında kemençenin ön yüzü havaya bakacak şekilde kaldırarak çalmak da belirgin çalış tarzları arasında yer alır.

Yazarın Diğer Yazıları