Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

NATO'daki U dönüşü ve termik santral vetosu

PKK terör örgütünün Suriye uzantısı olan ve ABD desteği ile Suriye sınırımızda bir terör koridoru inşa eden YPG, terör örgütü olarak kabul edilmezse, Türkiye'yi yöneten iktidar NATO'nun Baltık ülkelerini Rusya'ya karşı koruma planını veto edecekti. Sonuç, Baltık ülkelerinin savunulması planı, günlerdir ekranlarda caka satanlar tarafından kabul edilmesi yönünde gerçekleşti. "YPG'yi terörist olarak kabul ettirdik galiba" diye düşünmeye fırsat kalmadan, NATO Genel Sekreteri konuştu ve "NATO'nun YPG'yi nasıl tanımlayacağı ele alınmadı" dedi.

Hatırlayalım; Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, "NATO, YPG'yi terör örgütü olarak kabul etmezse Baltık Planı'nın karşısında oluruz" demişti. Ancak Erdoğan'ın bu sözüne rağmen yeni U dönüşüne yandaş medyanın kılıf bulmasında, hatta parlatmasında zorlanacağını düşünmüyorum. Zira AKP Milletvekilleri termik santraller ile ilgili düzenlemenin veto edilmesinin ardından keskin U dönüşüne dair başarılı bir sınav verdi. O yüzden NATO'da yapılan U dönüşü noktasında, yandaş medya AKP Milletvekillerinden tavsiyeler alabilir. Öyle ya, yandaş medyaya bile taş çıkarttılar...

Allah aşkına, bir ülkenin lideri bu kadar sık söz ve eylem farklılığı sergiler mi? "Eski Türkiye geride kaldı. Boynunu büken, gündemi belirlenen, özür dileyen Türkiye artık geride kaldı" diyen de o, uluslararası sahnede cumhuriyet tarihinin en çelişkili adımlarını atan da o! NATO'nun Libya'ya müdahalesine karşı çıkıp sonra da destek veren de o değil miydi? Tıpkı Barış Pınarı Harekâtı'nda olduğu gibi, yine şahsi yaptırımlar mı devreye girdi de, NATO tarihine geçecek bir U dönüşü yapıldı bilinmez ama NATO Liderler Zirvesi'nde zafer kazanan terör örgütü YPG oldu. Memleketin bekası, NATO masasında bırakıldı!

Bu zamana kadar sermayeden yana olan kimdi?

"Bu ülkenin anonim şirket gibi yönetilmesini istiyorum" diyen Erdoğan, termik santraller ile ilgili kendi partisinin yaptığı ve Cumhur İttifakı oylarıyla TBMM'de kabul edilen düzenlemeyi, "Bir tarafta halkım var, diğer yanda sermaye" gerekçesi ile veto etti. Erdoğan'ın termik santrallere filtre takılmasını erteleyen yasayı veto etmesinden, enerjinin yanaşma düzeni için büyük gelir kaynaklarından olmadığını mı anlayalım yoksa kamuoyundan beklenmedik ölçüde gelen tepkinin zaten oylarının eridiği bir süreçte iktidarı ürküttüğünü mü? Tartışılır. Ancak şurası muhakkak ki, sermaye ile halk AKP iktidarı boyunca defalarca karşı karşıya geldi, Erdoğan hep sermayeyi seçti. Mesela, halkın sağlığı için termik santral düzenlemesini veto eden Erdoğan ise, hasta garantili şehir hastaneleri projelerinde sermayeden yana olan Erdoğan kim? Yer altı kaynaklarımızı, derelerimizi, dağlarımızı, ormanlarımızı, meralarımızı, limanlarımızı, yollarımızı sermayeye satan kim? Yüzlerce kamu iktisadi kuruluşumuzu sermayeye satan kim? Dahası Türkiye'nin küresel sermayeye teslim edilmesine yol açan hangi iktidar?

Erdoğan farkında mıydı bilmiyorum ama 18 yıldır sermayeye hizmet ettiğini itiraf etti, baktı ki iktidar elden gidiyor "Bir tarafta sermaye, bir tarafta halk" dedi... İşin en trajikomik yanı; AKP ve MHP milletvekillerinin halkın değil sermayenin yanında olduğu da, bizzat Erdoğan tarafından deklare edilmiş oldu. Termik santral vetosunun ardından yaşananlar ve NATO'daki U dönüşü... Rahmetli Süleyman Demirel yaşaydı, "Dün dündür, bugün bugündür" sözünün demode kaldığını görür, şu tablo için yeni bir şeyler söyleme ihtiyacı hissederdi. Lakin, ilm-i siyaset ölçüsünün bile yetersiz kaldığı şu hali anlatacak bir ifade bulabilir miydi acaba?

Yazarın Diğer Yazıları