Artık vakti geldi... Çünkü ekranlardaki tartışma programlarında, gazete köşelerinde her fırsatta MHP'ye 1 Kasım 2015 erken genel seçiminden sonra çekilen operasyon hatırlatılıyor. Evet, MHP'deki olağanüstü kurultay sürecinden bahsediyorum. "Devletin başına Devlet gelecek" noktasından, Recep Tayyip Erdoğan'ı yeniden Cumhurbaşkanı seçtirmeyi Kızılelma yapma noktasına gelenler söz konusu süreç boyunca çok anlattı aslında MHP'nin ele geçirilmek istendiğini... Öyle ki MHP'de kurultay isteyenlerin karşısına genel başkan adayı olarak çıkanlar içerisinde FETÖ projesi olan da vardı, Saray projesi olan da... Şartlar değişince, hepsi birden FETÖ'nün projesi oluverdi. Onlar, birbirlerine nutuk atma düzeyinde halen MHP'ye yönelik operasyonu anlatıyorlar. Üstelik, halen sürüyormuş gibi, yeni yeni senaryolar bile yazıyorlar o sürece dair...
Ancak benim anlatacaklarım aynı ülkülerin mensubu olmadığımızı anladıklarıma değil, onların ittifak ortağına, yani iktidar kadrosundan ekranlarda yer bulup, iktidarın gazetelerinde kalem oynatıp, İYİ Parti'nin kurulması ile sonuçlanan MHP'deki değişim hareketini "operasyon" olarak ifade eden ve bir de üzerine Ülkücülük dersi vermeye kalkanlara... İnanır mısınız; bizzat içerisinde bulunduğum, bir çok yazımla müdahil olduğum, hatta bazı görevlerde bulunduğum kurultay süreci ile ilgili meğerse hiçbir şey bilmediğimi anlıyorum, söz konusu operasyonları kavrama uzmanlarını dinledikçe...
Evet, 1 Kasım 2015 akşamı seçim sonuçlarının açıklanmaya başlaması ile birlikte MHP'de başlayan süreç, kelimenin tam anlamıyla bir operasyondur. O gece, MHP'de genel başkan değişimi için düğmeye basılmıştır. Kimler mi bastı, kimler mi MHP'yi ele geçirme operasyonunu başlattı? Açıklıyorum; MHP'ye operasyonu Ülkücüler çekti! AKP iktidarının Türkiye'yi getirdiği ve taşımakta olduğu noktayı gören ve çareyi bir an önce MHP iktidarında görerek durumdan vazife çıkaran Ülkücülerin operasyonudur, MHP'deki değişim hareketi! Öyle bir süreç yaşandı ki, iş MHP'yi aştı, toplumsal bir hareket haline geldi. Ülkücüler, despot bir iktidara ve o iktidardan destek alan parti içi iktidara karşı, Türk ve dünya siyasi tarihinde görülmemiş ve bir demokrasi ve hukuk mücadelesi verdiler.
O süreçte, meşru bir hak olan kurultay talebinde bulundukları için uğramadıkları itham ve hakaret kalmayan Ülkücülerin bu mücadelesine, hukuka hukuksuzluklar yaptırılarak engeller çıkarıldı ve nihayetinde İYİ Parti'nin kurulması zorunlu hale geldi. Eğer MHP'ye yapılan bu başarılı operasyonun hakkı teslim edilseydi, Türkiye'de şu an AKP diye bir iktidar olmazdı, olsa da sistem değiştirilerek tek adam rejimi kurulamazdı. O günlerde yazdığım bir yazımda şöyle demiştim; "Türkiye'de olağan siyasi paradigmayı değiştirecek tek şey olağanüstü MHP kurultayıdır..."
Olağanüstü seçimli kurultayın gerçekleşmesine izin verilmedi ama Türk siyasetinde paradigma yine değişti. Çünkü, değişimcilerin MHP'nin çizgisini değiştireceğini söyleyenler, Ülkücü iradeyi Türk milliyetçiliğini ayaklar altına alanlara çiğnetenler, MHP'yi Siyasal İslamcı üssü haline getirdi! Artık iktidarın Yeni Türkiye'si ile uyumlu Yeni MHP var.
Türklüğe ve cumhuriyete alerjisi tescilli cenahı bekanın iktidarı görüp sistem tedarik eden, Türkiye'nin güncel ve yapısal sorunlarına karşı ölü taklidi yapan, andımıza çekimser kalabilecek derecede ortaklığa sadık McKinsey savunucusu bir MHP var artık. Durum böyle olunca, istenilen kıvama gelmiş bir MHP'ye değişim hareketiyle yedi düvelin operasyon çektiğini söylemek, fiyakalı oluyor tabii!
O sebeple ki, aralarında "siyaset bilimci" sıfatına bile sahip olan yorumcular ve "gazetecilik" pozları veren iktidar aklayıcıları, gün gibi ortada olan işin aslına hiç yormuyorlar kendilerini... Öyleyse tekrar hatırlatalım; Ülkücü taban çekti MHP'ye operasyonu! Eğer o süreçte genel başkan adayı olan isimlerden hiç biri göreve talip olmasaydı, Ülkücüler sıradan birini dahi bulup genel başkan adayı yaparlardı! Böyle bir iradeye sahipti değişim hareketi... Özünü, arkasındaki gücü ve şahısları, destekçilerini bulmak istiyorsanız, Türkiye'nin her yerinde rastlayabilirsiniz...
