İlklerin yaşandığı NATO belgesi…
NATO''nun Soğuk Savaş''tan önce gizli olarak yayınladığı, 90''lardan sonra kamuoyu ile paylaştığı stratejik belgelerin 4''üncüsü yayınlandı. 12 yıl önceki üçüncü belgede "partner" olan Rusya, artık "doğrudan tehdit" olarak tanımlandı.
Tehdidin boyutu öyle bir seviyeye ulaştı ki İspanya''daki konuşlu savaş gemisi sayısı 4''ten 6''ya çıkarılırken, Almanya ve İtalya''ya yeni hava savunma sistemlerinin yerleştirileceği belirtildi. Romanya''da 5 bin kişilik mukabele gücü bulunacağı, İngiltere''ye de iki F-35 uçak filosu konuşlandırılacağı açıklandı.
En önemlisi de yıllardır olmasına rağmen ilk kez Ukrayna işgalinden sonra göreve başlayan NATO''nun 7/24 eli tetikte bekleyen 40 bin kişilik askeri gücünün 300 bine çıkarılma kararı.
Rusya''ya yönelik atılan askeri adımlarla birlikte müttefiki Çin''e yönelik de adımlar atılmaya başlanıyor. İlk kez bu NATO belgesine "tehdit" olarak giren Çin için hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.
NATO ülkeleri, kara sınırının olduğu Rusya''ya karşı askeri yığınak yaparken, Çin''e farklı bir strateji ile yaklaşıyor. Kara sınırının olmadığı Çin''e karşı ise deniz kuvvetleri özelinde, ittifaka üye olmayan bölgesel aktörlerle birlikte çevreleme yolunu seçiyor.
Aslında çok değil, 2018 yılında ABD''ye bağlı "Birleşik Devletler Pasifik Komutanlığı"nın adı, "Birleşik Devletler Hint-Pasifik Komutanlığı" olarak değiştirilmişti. Bu adımın, doğrudan Çin''in çevrelenmesi için atıldığı öne sürülmüştü. Sonrasında yaşanan gelişmeler, bu iddiayı doğrular nitelikteydi. ABD ve İngiltere, geçen yıl Avustralya ile AUKUS ittifakını kurdu.
Nükleer denizaltı teknolojisini Avustralya''ya transfer edecek olan iki ülke, Çin''e karşı bölgedeki müttefiklerini güçlendirme yolunu tercih etti.
Şimdi de ABD, yine Avustralya, Hindistan ve Japonya''nın oluşturduğu QUAD ile "Asya''nın NATO''su"nu kurmayı planlıyor. NATO''nun yeni stratejik konseptinde de belirttiği üzere, Çin''e yönelik adım atmaktan çekinmeyeceği göze çarpıyor. Bunu da bölgesel ittifaklarla gerçekleştireceği ortada.