Gül ve Babacan parti kurabilecek mi?
İktidar partisindeki çöküş, artık herkesin gördüğü ve bildiği bir gerçek. AKP, sırtındaki nice kambura, yerel seçimlerle birlikte yenilerini ekledi. Artık, "AKP yenilmez, muhalefet başaramaz" düşüncesi, hâkim bir algı değil.
AKP'nin yirmi yıla yaklaşan devr-i iktidarında siyasal, sosyal ve ekonomi alanları başta olmak üzere yaptığı tahribat düşünüldüğünde, AKP'den sonra gelecek yönetimler için iktidar, adeta ateşten gömlek olacak.
"Egemen iktidar" sınıfında değerlendirebileceğimiz AKP iktidarı, işbaşına geldiği ilk dönemdeki psikolojik üstünlüğe bile sahip değil şu an. Çünkü AKP çevreleri de çöküşün farkında. Dahası, Türkiye'yi yönetemediklerinin de...
AKP'nin çöktüğünün ve çözülmekte olduğunun en güncel örneği, eski Başbakan Ahmet Davutoğlu ve eski bakan Ali Babacan'ın yeni parti kurma düşüncesiyle, partilerinden istifa etmesi oldu. Bundan da ötesi, her iki ismin de AKP içerisinde buldukları karşılık. "Egemen iktidar" haline gelen AKP'nin halen iktidarda olmasına rağmen, içerisinden yeni parti kurma gerekçesiyle bir kopuşların yaşanması, üzerine ciddi şekilde düşülmesi gereken bir durum.
Peki, AKP içerisinden neden iki tane yeni parti doğmak üzere? AKP'yi birlikte kuran, Türkiye'yi Erdoğan ile yıllarca birlikte yönetenler neden yol ayrımına geldiler? Mesele gerçekten Erdoğan'ın siyaset tarzından, devletin partileşmesinden, rejimin şahsileşmesinden, şahsın rejimleşmesinden, demokrasiden otokrasiye kayılmasından duyulan rahatsızlık mı? İsmet Paşa'nın bir gazetecinin sorusuna verdiği o meşhur yanıtla cevaplayayım: "Hadi canım siz de!"
Abdullah Gül, Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve bu isimlerle hareket eden, edecek eski bakanlar, milletvekilleri... İtiraz ettikleri Erdoğan Türkiye'si ve AKP, bu isimler köşesine çekilince mi bu hale geldi? Elbette hayır! Hepsi de, aslında Erdoğan'ın iktidarda kalmasına muhtaçlar. Erdoğan iktidardan düşerse de, kendileri iktidar olmaya mecburlar...
AKP çöküyor ve küresel menfaat bekçiliği yapacak yeni nesil bir AKP iktidarına ihtiyaç var! Aksi takdirde, yükselen milliyetçilik, hiç istenilmeyen bir iktidar ortaya çıkarabilir Türkiye'de. Öyleyse... Daha 31 Mart öncesinden yazmıştım AKP içerisinden neden yeni parti doğdurulmaya çalışıldığını. AKP gitmelidir, Türkiye tek adam rejiminden kurtulmalıdır. Ama AKP'nin alternatifi, yeni nesil bir AKP değildir!
Nereden mi çıkarıyorum kurulacak partilerin yeni nesil AKP olacağını? Geçmişlerinden mi? Bu da bir gösterge ama gelecekte izleyecekleri siyasete dair konuşulanların işaret ettiği de, geçmişlerindeki çizgilerinden farklı olacaklarını göstermiyorlar... Mesela Babacan-Gül cephesi. Bakın size bu cepheden bazı bilgiler vereyim, sonra siz karar verin. Babacan'ın kuracağı ve Abdullah Gül'ün "gölge liderlik" yapacağı oluşum, sözde Kürt meselesine Osmanlıcılık misyonu ile çözümüne eğilecek. Sözde Kürt meselesine Osmanlıcılık çizgisinde eğilim sergilenirken, aslında AB'ci ve liberal bir bakış açısı arka planda bu eğilimi yönlendirecek. Yani AB'nin Osmanlıcılığı icra edilecek.
Tabii bu yaklaşım, Abdullah Gül'ün Babacan'ın resmî lideri olacağı partiye biçtiği kaftan. Buyrun size yeni nesil AKP olacaklarını göstermeye yetecek tek bir örnek... Çözüm Süreci de aynı yaklaşımlarla başlatılmadı mı?
Gül ve Babacan yola
nereye kadar devam edecek?
Gül diğer yandan da, CHP ile İslamcı sermayeden kendisine yakın olan kesimin yakınlaşmasını istiyor. CHP ile kontakt kurarak ve İslamcı çevreleri de, "Erdoğan'dan sonra CHP veya İYİ Parti değil, ben geleceğim" mesajıyla bu kontağa ikna ederek yeni partiyi yola çıkarmak istiyor. Yola çıktılar ama Gül ve Babacan'ın partileşme yoluna devam edecekleri de kesin değil aslında.
Gül ve ekibi, eğer bir erken seçim olmazsa, kurulacak yeni partinin 2023'e kadar kendisini ayakta tutmasının zor olacağını, hatta imkânı olmayacağını da değerlendiriyorlar. Bu sebeple, Gül ve Babacan oluşumlarının partileşme hareketi, erken seçime işaret eden gelişmelerin yoğunluğuna göre hızlanacak ya da yavaşlayacak... Ve belki de parti kurmaktan vazgeçecekler.
Davutoğlu cephesine gelince. Babacan'a göre çok daha aceleci ve hırslı. Bunun sebebi, Gül ve arkadaşları tarafından dışlanması mı ya da Erdoğan cephesine karşı tepkisi mi bilinmez. Ancak şurası kesin ki, daha çok AKP tabanına sesleniyor. Belki de sadece AKP tabanından gelecek oylara güveniyor. Her ne olursa olsun, parti kurma konusunda diğer ekibe göre daha kararlı. Çizgisi mi? O da, AKP gömleğini zihnen çıkarmayacak partisini kurunca...