Fransa, elektriğinin üçte birini Nijer''den aldığı uranyumla üretirken, Nijer nüfusunun yüzde 90''ı elektriksiz...

Elektrik üretiminin yüzde 80''ini nükleer enerjiden sağlayan Fransa, nükleer enerjinin temelini oluşturan uranyumu da ağırlıklı olarak Afrika''dan temin ediyor.

1973''teki petrol krizinden üç yıl sonra COGEMA''yı (Nükleer Malzemeler Genel Şirketi) kuran Fransa, iç üretimin yetmediğini ve ithalata göre daha maliyetli olduğunu fark edince gözünü Afrika başta olmak üzere uranyum üreticilerine yöneltti.

Bu ülkelerden biri de dünyanın en zengin 4. uranyum kaynaklarına sahip Nijer. Eski Fransız sömürgesi olan ülke hâlâ sömürülüyor.

2013 yılında ülkenin en büyük uranyum madeninin koruması doğrudan Fransız özel kuvvetlerine geçti. 46 yıldır Nijer''in uranyumunu işleten Fransa ile Nijer arasında yapılan sözleşme 2013''te bitince, 2014 yılında gösterilere rağmen hükümet Fransızlarla tekrar anlaştı.

10 yıllık yeni sözleşmede Nijer hükümeti, uranyum için Fransa''nın vergi ödemesini istedi. Nijer muhalefeti, iki ülke arasında yapılan anlaşmanın detaylarını açıklamadığı için hükümeti eleştirirken, Fransız şirket AREVA''nın Nijer uranyumundan fazlasıyla yararlanıp dünya birincisi haline geldiğini öne sürdü.

Düşünsenize, Fransa''da yanan 3 ampulden biri Nijer sayesinde...

Ayrıca 2011 yılında bu madenler Türk şirketlerine de açıldı ancak ihaleyi alamadı. Bunun farklı sebepleri olsa da en önemlisinin Fransa''nın ülkedeki nüfuzu olduğu aşikar.

Öyle ki darbe sonrası Mali''den çıkarılan Fransa, Sahel bölgesindeki askerî operasyonlarının merkezini Nijer''e taşıdı. Barkhane operasyonunu sonlandırsa da bölgedeki ekonomik yatırımlar nedeniyle askerlerini çekmekten vazgeçen Fransa için uranyum çok önemli.

 Çünkü Avrupa''daki nükleer enerjinin yarısını Fransa üretiyor ve 6 nükleer santral daha inşa edecek.

Yazıyı İtalyan milliyetçi vekil Giorgia Meloni''nin Macron''a yönelik ifadeleriyle sonlandırayım:

"Afrikalılar, Macron''un politikası yüzünden kıtalarını terk etmek zorunda kalıyor. Çözüm Afrikalıların Avrupa''ya göç etmeleri değil, aksine Afrika''nın Avrupalılardan kurtulmasıdır."