Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

Erdoğan, düşüşü ve MHP'nin yetmediğini görüyor!

1970 yılında, tek başına iktidarda olan Süleyman Demirel'in Adalet Partisi, parti içerisinde bir kırılma yaşamıştı. Ferruh Bozbeyli önderliğindeki bir grup AP'li milletvekili partilerinden istifa ederek Demokratik Parti'yi kurdular. Kurdukları parti, başarısızlığının yanında Türk siyasi tarihinin en kısa ömürlü partilerinden biri oldu.

Kendi adına varlık gösteremeyen bu partinin içerisinden doğduğu AP'ye etkisi ne oldu peki? Bunun cevabını Süleyman Demirel yıllar sonra verecekti. Demirel, Bozbeyli ve arkadaşlarının partiden ayrılmalarını engellememesini, siyasi hayatının en büyük hatası olarak ifade etmişti. Çünkü Demirel, bu kırılmanın ardından bir daha tek başına iktidar yüzü göremedi!

 Şimdi benzer bir kırılmayı bugünün iktidar partisi olan AKP yaşıyor. Partinin tavanından tabanına uzanan fay hattının her noktasında bir kırılma yaşanıyor. Yerel seçim yenilgisi ile Ahmet Davutoğlu ve Ali Babacan'ın partileşme hareketlerinin AKP'de yarattığı sarsıntı, Pelikancıların partiyi ve kabineyi dizayn mücadelesi, başta ekonomi olmak üzere ülkenin giderek daha da derinleşen sorunları… Hepsi bir devrin bitmek üzere olduğuna dair alametler olarak karşımızda.

Bu alametlerin en büyüğü ise, bence yeni parti hareketleridir. Davutoğlu ve Babacan'ın kuracağı partilerin iktidara yürüdüğünü kastettiğimi düşünmeyin sakın. Ancak, AKP'de yaşanan yeni parti istifaları, sosyolojik olarak gerçekten dikkat çekici derecede.

17 yıllık bir iktidarsınız. Üstelik, daha bir yıl önce yapılan genel seçimde iktidarınızı korumuşsunuz. Dahası, rejimi bile değiştirebilecek kalibrede "egemen iktidar" haine gelmişsiniz. Ama tuhaf ki, partinizin eski genel başkanı, kurucular arasında yer alan eski bakanı istifa edip yeni parti kurma macerasına atılabiliyor. Bu uğurda, partinin eski milletvekillerinden tutun, tabanda yer alan AKP'lilere kadar destek görebiliyorlar.

Mevcut muhalefet partilerine AKP'den gelen oylara benzemiyor bu durum. Hani her partinin sadık seçmenleri vardır ya; işte o sadık seçmenlerin AKP'yi terk ettiğinin bir göstergesi bu! Yani AKP, üzerinde durduğu ve kontrol ettiği muhafazakâr siyasetin zemininde bir alan kaybı yaşıyor! Artık zıt mahallelerin yanında, bir de kendi mahallesinden muhalefet görecek.

Ali Babacan'ın istifasının ardından yazdığım yazımda, doğmaya hazırlanan siyasetin yeni partilerinin Erdoğan'a iktidarda kalmak için MHP haricinde ikinci bir ittifak ortağına ihtiyaç duymasına yol açacağını ifade etmiştim. Erdoğan, Cumhur İttifakı'na üçüncü bir partinin eklenmesi eğilimini henüz sergilemedi ama MHP ile ittifakın yetmediğini ve yetmeyeceğini düşündüğünü iktidar olma barajının yüzde 40'a düşürülmesi önerisini sıcak karşılayarak gösterdi.

Erdoğan, muhalefetle el ele vererek iktidar barajının düşürülebileceğinden bahsederek, Millet İttifakı'nın bileşenleri CHP ve İYİ Parti'nin yanında, bence HDP'yi de yokladı. Öyle ki Erdoğan, MHP'nin durduramadığı düşüşünü, muhalefet partilerinden anayasa değişikliği desteği alarak durdurmak istiyor. CHP ve İYİ Parti'nin bu duruma ilk yaklaşımı, tuzağa düşmeyeceklerini gösteren cinstendi. Bu çizgide de hareket edilmeli. Ucube, demokrasi karşıtı, akıl ve mantığa aykırı bu tek adam rejiminde revizyonu, bu sistemi inşa edenler yapsın. HDP bu konuda onlara destek olabilir, ne de olsa çözüm ortakları idi.

Unutulmasın, Sultan 2. Abdülhamit, Meclis-i Mebusan'ı açan padişahtı. Lakin tarihe, bu meclisi kapatan isim olarak geçti! Erdoğan da tarihe, elbette Bahçeli ile beraber cumhuriyeti tek adam rejimine dönüştüren isim olarak çoktan geçti bile... Öyleyse, CHP ve İYİ Parti'nin mevcut sistemde AKP'nin yapılmasını istediği en ufak bir değişikliğe destek vermesi, evet oylarının ite kaka geçerli sayılması ile geçilen tek adam rejimini meşrulaştırmaya yarar ki, o zaman tarih; CHP'yi cumhuriyeti kuran, İYİ Parti'yi de parlamenter sistemi savunan, ortaya çıkış gayelerinden biri bu olan bir parti olarak yazmaz!

Yazarın Diğer Yazıları