Geçen yılın mayıs ayında gerçekleşen genel seçimlerin hemen ardından başlayan ve özellikle merkez bankalarının faiz kararlarıyla şekillenen dolar kuru, kademe kademe yükseldi ve istikrarını koruyarak yeni rekorlara imza attı.
Geçen yılın mayıs ayında gerçekleşen genel seçimlerin hemen ardından başlayan ve özellikle merkez bankalarının faiz kararlarıyla şekillenen dolar kuru, kademe kademe yükseldi ve istikrarını koruyarak yeni rekorlara imza attı.
Bu süreçte düzenli olarak artan dolar kurunun, döviz kurları ve altın gibi diğer varlık fiyatlarında da önemli artışlara yol açması, ekonomik piyasalarda olağanüstü bir hareketliliğe neden oldu.
Doların değer kazanmasıyla birlikte sürekli değişen fiyat listeleri, vatandaşların bütçelerini zorlarken, yaklaşan yerel seçim öncesinde yeni rekorların beklendiği konuşuluyordu.
Seçimlere bir haftadan az bir süre kala doların istikrarlı bir seyir izlemesiyle birlikte, uzman bir isimden umut verici bir açıklama geldi. Ekonomist Necmettin Batırel'in dikkat çeken değerlendirmesi, doların hızla değer kaybedeceği yönündeydi.
Bu açıklama, doları elinde bulunduran yatırımcıları sevindirirken, ekonominin maliyetlerinin artmasıyla ilgilenen milyonlarca kişiyi umutsuzluğa sürüklemişti.
"FAİZ ARTIŞI YEGANE SEÇENEK OLDU"
Ekonomist Necmettin Batırel, medyada ve köşe yazılarında sık sık ekonomi piyasalarıyla ilgili çarpıcı açıklamalarda bulunuyor. Son olarak, "Cesur Adam" başlıklı yeni bir yazı kaleme alarak dikkatleri üzerine çekti. Yazısında mevcut durumu değerlendiren ve bazı tahminlerde bulunan Batırel, önemli bir perspektif sunuyor.
Merkez Bankası'nın seçim öncesinde aldığı faiz artırım kararını radikal bir adım olarak değerlendiren Batırel, borçlanma ve borç verme faizlerinin artı eksi 300 baz puan farkla belirlendiğini hatırlatıyor.
15 Mart tarihinde sona eren haftada Merkez Bankası rezervlerinin 130,5 milyar dolardan 127,9 milyar dolara düştüğünü belirten Batırel, şu şekilde devam ediyor:
"Piyasa müdahalesi, bu kayba önemli ölçüde katkıda bulundu. Yerli yatırımcıların döviz mevduatlarının geçen hafta 2 milyar dolar arttığını görüyoruz. Bireysel yatırımcılar 1,5 milyar dolarlık, işletmeler ise 500 milyon dolarlık döviz alıyor.
İki haftalık artışın 7,7 milyar dolara ulaşması, belirsizlik yaratıyor. Öte yandan, Şubat ayında TÜFE beklentilerini aşmasıyla Merkez Bankası'nın faiz artırma dışında başka bir seçeneği kalmadı."
“KAYIP YAŞANACAĞINI SÖYLEYEMEM”
Merkez Bankası'nın politika faizini %50'ye çıkarmasıyla piyasanın hareketlendiğini belirten Batırel, BIST bankacılık endeksinde %5'in üzerinde bir artış kaydedildiğini ifade etti.
Doların da 32,41 TL'den 31,75 TL'ye gerilediğini vurgulayan Batırel, şunları dile getirdi:
"Döviz alıcılarının ellerinin, ceplerinin yanacağını, itaatsizleşeceklerini, heyecanlanacaklarını ve ağır kayıplar yaşayacaklarını söyleyemem. Seçimden sonra doların 28 TL'ye düşeceğini tahmin ediyorum."
