Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Fatih Ergin

Fatih Ergin

25. SAAT

'Çankırılı' Boris Johnson'ı nasıl bilirdiniz?

BREXIT sürecini yönetemeyen ve AB''den ayrılmayı başaramayan iki Başbakan''ın istifası sonrasında seçimi kazanmıştı.

Hem de rekorla.

Johnson deli dolu biriydi ama ''Demir Leydi'' Thatcher''ın 1987 zaferinden bu yana parlamentoda en büyük çoğunluğu sağlamış, İşçi Partisi''ne 85 yılın en iyi seçim sonucunu yaşatmıştı.

Yetmedi, İngiltere''nin Avrupa Birliği''nden ayrılmasını sağladı. Korona sürecini yönetememesi de kendisini çok yordu ama parti içerisindeki krizler ve gelen istifalar onu yıprattı.

Ama halkı dinlediğimizde Johnson''ın yalanları ve dürüst olmayan tavırları onu yıkmıştı.

YouGov''un anketinde, her 4 İngiliz''den birinin Johnson''ı güvenilmez gördüğü, aynı şirketin bu haftaki anketinde ise halkın yüzde 69''unun Johnson''ın istifasını istediği ortaya çıktı.

Gelelim bizim konumuza; Johnson dönemi dış politika...

Ruslar istifa sonrası onun için "ne o bizi severdi, ne de biz onu" diye bahsetti. Çünkü tam bir Rus karşıtıydı,

Çin''e ve Çin''in teknolojisine de güvenmiyordu. Rusya''ya karşı NATO''dan bağımsız olarak Ukrayna ile ittifak kurdu, desteğini esirgemedi.

Çin''e karşı Fransa''yı ''ezerek'' Avustralya ile nükleer denizaltı anlaşması yaptı. Kendisinin gidişine en çok da Macron kafasındaki ''ılık'' Avrupalı liderler sevindi. Çünkü Johnson klasik Avrupalı liderlerden daha ''çıkık'' ve ''dobraydı''.

AB''den ayrıldıktan sonra yeni bir strateji belgesi yayınlayarak önümüzdeki on yılda rotanın Asya''ya çevrileceğini, Hint-Pasifik bölgesindeki Asya ülkeleriyle ilişkilerin güçlendirileceğini belirtti.

İngiltere''yi, ''mekanın sahibi'' havasıyla Asya''da büyük bir güç haline getireceklerini de söyleyen Johnson, yeni belgede Londra''nın nükleer silah sayısını 180''e indirme planını da rafa kaldırarak nükleer başlık sayısının 260''a çıkarılmasının planlandığına yer verdi.

Yani Johnson, İngiliz dış politikasındaki değişimi dünyaya duyuran isim olmuştu. Ama ben bu radikal adımların sadece onun şahsına ait bir şey olduğunu düşünmüyorum.

İngiltere, kim gelirse gelsin yeni dönemde de stratejisinden sapmayarak ABD ile birlikte Atlantik''in gücünü vurgulamayı sürdürecek.

 

7 maddede: Srebrenitsa

Soykırımı''nın 27. yılı...

1-Nisan 1992''de Sırplar, Bosna Hersek''te etnik temizliğe başladı. Tam bir yıl sonra Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Srebrenitsa''yı "güvenli bölge" ilan etti.

2-BM tarafından şehrin korunması için Hollanda askerleri görevlendirildi ve halka güvende olacaklarının garantisi verildi.

3-Sırp ordusu şehri iki yıl sürecek olan kuşatma altında tutarak halkı açlık, susuzluk ve hastalıkla karşı karşıya bıraktı.

4-Şehri koruyan Hollanda komutasındaki askerler Bosnalıların silahlarını topladı. Gerekçe çok ilginç; "koruma amaçlı".

5-Dünyanın gözü önünde iki yıl süren kuşatma sonrasında şehir düştü. Sırp ordusunun şehre girmesiyle halk BM görevlisi Hollandalı askerlerin denetimindeki karargaha sığındı.

6-Hollandalı askerler karargahı kuşatan Sırp ordusuna 300 Bosnalı erkeği teslim etti ve bu erkekler kamyonlarla götürülüp öldürüldü.

7-Bilinen rakamlar ile 8.372 masum Müslüman''ın katledildiği Srebrenitsa, Avrupa''nın üç maymunu oynamasına mahkûm edildi.

Katliamdan bir gün sonra Sırp kasap Mladiç ile Hollandalı komutan Ton Karremans birlikte kadeh kaldırdı.

Düşünün anneniz veya kardeşiniz gözlerinizin önünde tecavüze uğruyor, düşünün gözlerinizin önünde işkence ile öldürülüyor. İşte Srebrenitsa''da bu oldu.

O Sırp komutanın 27 yıl önce söylediği şu söz ise her şeyi özetliyordu: "Nihayet, Yeniçerilere karşı ayaklanmasından sonra Srebrenitsa''da "Türkler"den intikam almamızın vakti geldi..."

 

Yazarın Diğer Yazıları