Borsa İstanbul, 11 bin 64 puanı görerek tarihi zirvesini yenileyerek yatırımcılara umut vermeye devam ediyor. Borsadaki bu yükselişin ardından, yılın son çeyreğinde piyasaların Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın (TCMB) faiz indirimine yönelebileceği beklentisi, yatırımcılar arasında tedirginlik yaratmış durumda.
TCMB'nin üç aydır faizleri sabit bırakmasının ardından dikkat çeken açıklamalar yapan ekonomist Atilla Yeşilada, mevcut ekonomik ortamın Borsa İstanbul üzerinde önemli etkilere sahip olacağını vurguladı.
Geçmişte faizlerin yüksek olması durumunda borsa kazancının azalacağını savunan Yeşilada, son yaşanan gelişmelerden sonra bu düşüncesini değiştirdiğini belirterek borsanın şu anda en büyük getiriyi sağlayan yatırım aracı olacağını ifade etti ve bunun nedenlerini detaylandırdı.
Yeşilada'nın öne çıkan ifadeleri şu şekilde:
"ARTIK DÖVİZİN YÜKSELMESİNİ BEKLEMEK MANTIKSIZ"
Parasal sıkılaşma adımlarının ardından artık dövizin ciddi bir yükseliş yaşamasını beklemek mantıksız olacaktır. Türk lirasının değer kaybetmesi durumunda, bu sürecin kontrol altında mı yoksa kontrolden mi çıkacağı önem arz ediyor.
Eğer Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın öngördüğü gibi enflasyonun altında bir değer kaybı yaşanırsa, Türk lirası reel anlamda değer kazanmış olacaktır. Döviz tarafında önemli bir prim elde edilebileceğini düşünmüyorum.
Ülkemizin güçlü bir döviz krizi geçmişi bulunmaktadır. Merkez Bankası'nın da açıkça ifade ettiği üzere, yılbaşından bu yana artan döviz talebini etkili bir şekilde yönetememiştir. Ancak zamanla insanların öncelikle kendi yerel para birimlerine, ardından da döviz varlıklarını tasfiye etmeye başladıklarını gözlemleyeceğiz.
Ben uzun vadeli ve riski azaltılmış yatırımcılar için Türkiye'nin eurobondlarının hala çekici bir alternatif olduğunu düşünüyorum. Bu yıl Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası'nın aldığı faiz kararlarının ardından eurobond piyasasında önemli bir ralli yaşandı. Ancak artık bu kadar çekici olmayabilirler. Bundan dolayı artık Türk lirası varlıkları ve finansal enstrümanlar üzerine odaklanmamız gerekecek.
Konut satışlarında yıllık bazda bir yavaşlama gözlemledik ve konut fiyat artışlarının enflasyonun gerisine düştüğünü göreceğiz. Konut veya arsa gibi mal varlıklarının bireylerin portföylerinden çıkacağını düşünüyorum. 2. el otomobil piyasasında da büyük bir fiyat düşüşü bekliyorum. Kısacası, şu anda faize veya krediye dayalı herhangi bir mal birikiminin değerli olmadığını düşünüyorum. Hisse senetleri konusunda ise daha kararlı ve iyimser konuşabilirim. Bence şu anda borsa için altın dönem başladı.
"BORSA BİR YIL İÇİNDE DOLAR BAZINDA YÜZDE 50 PRİM YAPACAK"
BIST100 endeksinin bir yıl içinde dolar bazında yaklaşık %50 prim yapmasını olası buluyorum. Daha önceki görüşlerimde bu konuda tam tersini savunmuştum, bu değişimimi açıklamak istiyorum.
Birincisi, mevduat faizlerinin artması durumunda geçici olarak borsaya kayış olabilir, ancak asıl olarak TL mevduatlarla yatırım yapanlar çıkış yapacaklarını düşünüyorum. Son 1-2 ay içinde bu tür çıkışlar gözlemlendi ve Borsa İstanbul 1 milyon yatırımcı kaybetti. Bu çıkış eğiliminin daha da artabileceğini öngörüyorum.
İkincisi, Türkiye'nin istikrara kavuşması durumunda ekonomik büyümenin yavaşlaması veya resesyon gibi sonuçlar doğurabileceğini önceden belirtmiştim. Bu şartlar altında şirketlerin karlılığı da azalacaktır. Ancak buna rağmen neden borsanın yükseleceğini düşündüğümü açıklamak isterim.
Artık sıcak paranın girişi için bir engel kalmadı. Merkez Bankası'nın para politikasıyla ilgili açıklamalarının ardından uluslararası basının tutumunu izledim. Önceki dönemde Türkiye'ye mesafeli duran ve gelişmeleri görmek isteyen birçok fon yöneticisinin ikna olduğunu gördüm.
"GAYRİMENKUL HİSSEYİ ALANLAR KAYBEDECEK"
Tüm bunlar bir günde değişmez, insanlar yaz boyunca ekonomide ne olacağını görmek isteyeceklerdir. Ancak uzun vadede Borsa İstanbul'a girişlerin devam edeceğini düşünüyorum. Borsa halen ucuz değil, ancak Türkiye'nin ekonomik istikrara kavuşması ve bu yönde adımlar atması durumunda Türkiye'nin kredi notu yükselecek.
Bu durum hisse senetleriyle ne ilgili diye sorabilirsiniz. Türkiye, düşük kredi notu nedeniyle gelişmekte olan piyasalara göre hisse senetleri ortalama olarak daha düşük fiyatla işlem görüyor. Bu durumun değişmesi ve istikrarın sağlanması halinde Türkiye'nin en azından gelişmekte olan piyasalar hisse endeksi seviyesinde işlem görmesini ve dolayısıyla senetlerin prim yapmasını bekliyorum. Gayrimenkul yatırım ortakları konut talebindeki düşüş nedeniyle kayıp yaşayacak.
